Sextus Emprikus Antik Yunan kuşkuculuğu hakkındaki bilgiyi sağlayan ünlü Romalı hekim ve filozoftur. Kuşkuculuk dışındaki her tür bilimsel ve felsefi öğretiyi dogmatizm olarak niteleyen Sextus, yaşamda iki temel ölçütün bulunduğunu, bunlardan birincisinin şeylerin varoluşu ya da var olmayışıyla ilgili kuramsal ölçüt, diğerinin ise bazı şeyleri yapmaya ya da yapmamaya hizmet eden pratik ölçüt olduğunu savunmuş, bunlardan birincisiyle savaşırken, bir kuşkucunun kendisine pratik ölçütü rehber alması gerektiğini belirtmiştir.
Doğru bilgiye ulaşılamayacağını algıyla açıklar. Algı bakımından her insan farklı yaratılmıştır. Aynı şeyler farklı insanlarda farklı algılara sebep olabilir. Algılar içinde bulunulan ortama göre değişiklik gösterir. O halde herkesin üzerinde birleşebileceği bir doğru yoktur. Sofist değildir.
Sextus Empricus, M.Ö. 210-160 yılları arasında Antik Yunan’da yaşamış bir Romalı hekim ve filozoftur. Sextus Empricus, kesin bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığını savunur. Bu düşünce akımına Sepitisizm denir. Septik düşüncenin kurucusu Protagoras’ın aksine Sextus, sofist değildir. Kuşkuculuk dışında her tür bilimsel ve felsefi öğretiyi dogmatizm olarak niteleyen Sextus, yaşamda iki temel ölçütün bulunduğunu savunmuştur. Bunlardan ilki “şeylerin” varoluşu ya da var olmayışıyla ilgili kuramsal ölçüt, ikincisi ise bazı şeyleri yapmaya ya da yapmamaya hizmet eden pratik ölçüttür. Bunlardan birincisiyle savaşılırken, ikincisinin rehber alınması gerektiği, yani bir şeylerin varoluşuyla ilgili yargıda bulunurken pratik ölçütü kullanmanın gerekliliğini öne sürmüştür. Sextus, hakikatin ve doğru bilginin kesinliği hakkında şu sözü söylemiştir; “Kendinde hakikati yargılama hakkını görenler, hakikatin kriterine sahip olmak zorundadırlar. Bu kriter bir yargıcın onayına sahip olabilir de, olmayabilir de. Şayet onaya sahip değilse, güvenilir olması nereden gelir? Bilakis, sorgulanmamış, yargılanmamış hiçbir meselenin kesinliği yahut gerçekliği güvenilir değildir. Ve eğer hakikat kriteri bir yargıcın onayına sahipse, karşılığında bu yargıç da başka bir yargıcın onayına sahip olabilir ya da olmayabilir, şayet onaya sahip değilse veyahut bir başka yargıcın onayına sahipse, ad infinitum. (Ad infinitum: kısırdöngü, paradoks, bir durumun sonsuza kadar devam etmesi anlamına gelen Latince deyim.) Sofistlerden farklı olarak Sextus, doğa bilimleri ile ilgilenmemiştir. Çünkü Sextus’a göre doğa da insan algıları ile algılandığı için ve insan algılarının kesinliğine güvenilemeyeceği için yanıltıcı olabilir. Algı bakımından her insan farklıdır, aynı şeyler farklı insanlarda farklı algılara sebep olabilir. Algılar içinde bulunulan ortama göre değişiklik gösterir. O halde doğada da zihinde de herkesin üzerinde birleşebileceği bir doğru yoktur.
Sextus Empricus, İskenderiye’de Empirik Okulu’nu (bir filozof okulu) okumuştur.
Tanrı için tanım: Her şeyin yaratıcı gücü olmak-olan anlamında kullanır Sextus Empricus ve1 Tanrı'nın bilinemeyeceğinden söz eder. Şöyle ki; ortaya 3 epistemolojik neden koymuştur. Bunlardan birincisi:
Tanrı'nın ne olduğu, ne' liği sorunu...
Birçok farklı Tanrı tanımı vardır.
Maddeden oluşur mu oluşmaz mı - neyden oluşur? Evrenin içinde mi dışında mı? Dünya işlerine karışır mı karışmaz mı? Tek mi çok mu? vb. birçok sorulabilecek sorular öğrenilemeyecek şeyler... Bunlar Tanrı'nın lehinde bir yere varılamayacak şeyler. Hangi Tanrıdan bahsediyoruz ve bu farklı Tanrı-tanımlarından hangisini/hangilerini nasıl, niçin, seçmeliyiz?
Bunun için bir kanıta ihtiyacımız var. Tanrı hakkında bir şeyden bahsedildiğinde kanıt dediğimiz şey artık sonsuz öteleme sorununa dönüşür. Çünkü ortaya konan her kanıt kendisi için de bir kanıta ihtiyaç duyacaktır. Bunu aşmanın, çözmenin tek yolu Tanrı'nın kendi kendisini aşikar, belirgin kılmasıdır. Fakat bugüne değin öyle olsaydı eğer bu kadar çok Tanrı-tanımı ve din zaten ortaya çıkmazdı. Nedenlerin ikincisi Tanrı'nın varlığı sorunu sunulmuş olundu.
Son neden olarak üçüncüsü ise kötülük sorunudur.
Yeryüzünde neden kötülük vardır? Eğer Tanrı her şeyin nedeni, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, her şeye egemense yani her şeyin yaratıcı gücü olansa o zaman kötülük de ondandır. Tanrı dediğimiz kötülüğü de barındırandır. Eğer Tanrı yalnızca iyiliklerin nedeniyse, kötülükler ondan barınmıyorsa o zaman Tanrı izafiyet içeriyor demektir; her şeye hakim olamayan, her şeyin nedeni olamayan, her şeye gücü yetemeyen, her şeyi bilemeyen. Oysa hem izafiyet hem de kötülük Tanrıya ithaf edilen şeyler değildir. Yani dinler ve Tanrı'lar tanımlanırken insanoğluna tanıştırılıp iman etmesi beklenirken Tanrı hem kötülüğü hem izafiyeti barındıran olarak tanımlanmıyor.
Böylece sonuç olarak bu felsefi öğretinin hayattan herhangi bir konuya yaklaşımına bir örnek verilmiş olundu.
Orijinal kaynak: sextus empiricus. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page